'Bir olayın şimdilik bilinmeyen bir yönünün bulunması, anlaşılamayan bir sebebin aranması' durumunu anlatmak için kullanılır.'Polis, bunda bir iş var diyerek olayın üzerine More…
Ilımlı bir yol seçip gururundan vazgeçmek, sıkıntı çektikten sonra daha önce beğenmediği bir durumu kabul etmek.'Onun da burnunun sürtülmesine az kaldı, kısa zamanda dik başlılığı More…
Hoş bir durum, elde ettiği güzel bir şey, sonra gelen üzüntüler üzerine kendisine zehir olmak.'Yediğimiz yemeği burnumuzdan getirmek mi istiyorsun? Sus artık!'
" Oldukça huysuz olmak, kendisine hiç söz söyletmemek, kendisinin eleştirilmesine fırsat tanımamak, en küçük yergiye tahammül göstermemek.'Amma da burnundan kıl aldırmaz bir More…
İşi başından aşkın olduğu için gözü hiçbir şey görmemek, çok öfkelenmiş olmak.'Adam burnundan soluyor, sakın üstüne gitme, yoksa konuştuğuna pişman olursun.'
Kendisine verilen öğütlere kulak asmayıp kendi bildiği gibi davranmak, istediğini yapmak.'Burnunun dikine gidersen, işte böyle eline yüzüne bulaştırırsın işi.'
1. İleriyi görememek, meydana geleceği açık olanı görememek. 2. Çok sarhoş olmak. 3. Çok dikkatsiz ve dalgın olmak.'Sen ki burnunun ucunu göremeyen bir adamsın, seninle nasıl iş More…