Sözlük Derlemesi
A Â B C Ç D E F G H I İ K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
CA
bulunan kelime: 39 sayfa: 1 / 2
Cadı kazanı
Fesadın ve dedikodunun çok olduğu, herkesin birbirine düştüğü, türlü düşmanlıkların kaynaştığı, hile ve düzenlerin kurulduğu yer.'Mahalle bir anda cadı kazanı gibi kaynamaya More…
Caka satmak
Çalım satmak, gösteriş yapmak.'Caka satmayı bırak da işine bak.'
Cambul cumbul
Pek sulu, suyu bol (yemek için).'Yemek cambul cumbuldu ama lezzetli olmuştu.'
Can alacak yer (nokta)
Bir şeyin en önemli yeri, en temelli noktası.'Meselenin can alıcı noktasına bir türlü ulaşamadık.'
Can atmak
Herhangi bir şeye sahip olmayı, ya da herhangi bir şeye erişmeyi çok istemek.'Top oynamaya can atıyordu.'
Can baş üstüne
İstenilen, arzu edilen şeyin büyük bir memnunlukla yapılacağını anlatır.'Can baş üstüne efendim, kasabaya varınca onu hemen göreceğim.'
Can borcunu ödemek
Ölmek.'Beni korkutamazsın, bir can borcum var, onu da öder kurtulurum.'
Can çekişmek
Ölmek üzere bulunmak.'Yanına vardığımızda hayvan can çekişiyordu.'
Can damarı
" Bir şeyin en önemli noktası, en mühim unsuru; bir şeyin yaşaması için en önemli araç.'Babam evin can damarıdır.'"
Can damarına basmak
Bir işin en önemli noktası üzerinde durmak, ya da bir şeyin en duyarlı noktasını açığa çıkarmak.'Adamın en sonunda can damarına bastılar, zararı da kendileri gördüler.'
Can dayanmamak
" Bir acı, üzüntü, sıkıntı ve istek karşısında direnme gücü kalmamak; dayanıklılığı yitirmek.'Yıllarca uğraşıp didinip yaptığı ev bir anda kül oldu, buna can mı More…
Can düşmanı
Öldürmeyi bile düşünen, aşırı kin ve düşmanlık besleyen, dost olmayan.'Can düşmanları etrafında cirit atıyorlardı.'
Can evi
1. Yürek. 2. En duyarlı bölge.'Onları can evlerinden vurmaya yemin etti.'
Can evinden vurmak
" En etkileyici, en can alıcı yönden saldırmak; bir daha yaşama imkânı kalmayacak şekilde vurmak.'Onları can evinden vurmalıyız ki bir daha bellerini doğrultamasınlar.'" More…
Can havli ile
Ölüm korkusundan kaynaklanan güçlü bir tepkiyle (bir eylem yapmak).'Silâh sesini duyunca can havli ile yerinden fırladı.'
Cana can katmak
" İnsanda yaşama sevincini artırmak; insana neşe, heves ve iç gücü vermek.'Ah o cana can katan yaylaya bir daha çıkabilsem.'"
Cana minnet (bilmek)
İhtiyacı olduğu hâlde arayıp da bulamadığı şeylerden saymak.'Yalnızca su mu? Canıma minnet, çabuk ver.'
Cana yakın
Sevimli, sokulgan, insana pek sıcak davranan.'Ne cana yakın bir insanmış meğer.'
Canı (gönlü) çekmek
Bir şeyi istemek, istek duymak, çok arzulamak.'Şimdi o yeşil eriklerden olsa da yesek, öyle de canım çekti ki.'
Canı burnuna gelmek
Bir şey yaparken çok zorluk çekmek, bunalmak.'Kömürü taşıdım ama canım da burnuma geldi.'
Deyimler Sözlüğü KuRGuN SöZLüK
ana sayfa Kaynaklar/Sources yukarı
© 2019 KuRGuN XHTML | CSS Powered by Glossword 1.8.12