Sözlük Derlemesi
A Â B C Ç D E F G H I İ K L M N O Ö P R S Ş T U Ü V Y Z
HA HE HI HO HU
bulunan kelime: 123 sayfa: 1 / 7
Ha babam (ha)
1. Devamlı olarak, hiç durmadan. 2. Karşısındakinin çabasını, gayretini artırmak için kullanılır.'Ha babam ha, az kaldı, bitireceğiz işi.'
Ha bire
Durmadan, arka arkaya, sürekli olarak, ara vermeden.'Tarlada bir adam ha bire çalışıyordu.'
Ha Hoca Ali, ha Ali Hoca
Farklı gibi gösterilen iki şeyin, gerçekte hiçbir değişikliği yoktur, 'ikisi de birdir' anlamında kullanılır.
Habbeyi kubbe yapmak
Önemsiz, küçük bir şeyi büyütüp mesele çıkarmak.'Söyle ona, habbeyi kubbe yapıp durmasın, ne olmuş çocuk biraz geç kalmış da!'
Haber uçurmak
Çabucak, gizlice haber göndermek.'Hemen haber uçurun köye, kaymakam bu gece misafir olacakmış!'
Hacet kalmamak
Gereği olmamak, lüzumu kalmamak.'Seni çağırmaya hacet kalmadı.'
Hacı ağa
Özellikle büyük kentlerde gereksiz yere çok para harcayan, taşralı bilgisiz zengin.'Ne bu israf! Hacı ağa mısın sen?'
Haddi zatında
Aslında.'Haddi zatında sen ona hakkını vermemiştin ki!'
Haddine mi düşmüş!
" 'Onun bunu yapmaya yetkisi yoktur; böyle bir işe nasıl, hangi yetenekle girişir? Bu işi yapması imkânsızdır' anlamında kullanılır.'Haddine mi düşmüş ki ona söz More…
Haddini bildirmek
Yetkisi dışındaki işlere karıştığı için sert bir karşılık vererek onu cezalandırmak, yola getirmek, uslandırmak, yetki sınırını bildirmek.'Haddini bildirin şu serseme de bir daha onun More…
Haddini bilmek
Kendi değer ve yeteneğini bilmek, üstün görmemek, kendi yapabileceği şeylerin ötesine geçmemek.'Merak etme sen, o haddini bilen bir çocuktur.'
Hafife almak
Küçümsemek, önem vermemek,'Beni hafife alıyorlar ama yanılıyorlar.'
Hak getire
'Yoktur, bulunmaz, Allah vermemiştir' anlamında kullanılır.'Öyle bir diyardayız ki su ve yiyecek Hak getire.'
Hak kazanmak
Davasında haklı olduğu meydan çıkmak, emeğinin karşılığını alabilecek duruma gelmek.'Emekliliğe yedi yıl sonra hak kazanacağım.'
Hak yolu
Cenab-ı Allah`ın insanlara kitapları ve peygamberleri ile bildirdiği, dünya hayatında tutmaları gereken yol, yaşama düzeni, doğru ve haklı yol.
Hakk-ı sükût (sus payı)
Bir konu üzerinde konuşmaması, bildiği şeyi söylememesi karşılığında bir kimseye sağlanan yarar.
Hakkı geçmek
1. Birisinin payından bir başkası almış olmak. 2. Bir şeyde veya bir kimsede emeği bulunmak.'Komşumun çok hakkı geçmiştir bana, onunla mutlaka helâlleşmeliyim.'
Hakkından gelmek
1. Güç bir işi başarı ile sonuçlandırmak. 2. Öç almak, yenmek veya cezasını vermek.'Siz onu bana bırakın, hakkından gelmesini bilirim.'
Hakkını helâl etmek
Geçen hakkını, emeğini bağışlamak.'Annem inşallah hakkını helâl eder bana.'
Hakkını vermek
1. Bir şeyin lâyıkıyla yapılması için ne gerekiyorsa ondan kaçınmamak. 2. Birinin çalışmasını gereğince değerlendirmek, hakkı olan şeyi vermek.'Çalıştırdığın kişinin hakkını vermek More…
Deyimler Sözlüğü KuRGuN SöZLüK
ana sayfa Kaynaklar/Sources yukarı
© 2019 KuRGuN XHTML | CSS Powered by Glossword 1.8.12