1. İştahla, hiçbir şey bırakmadan yiyip bitirmek. 2. Kötü bir söz ya da davranış karşısında sessiz kalıp, kabullenmek.'Sofradaki bütün yemekleri yalayıp yuttu.'
Anlaşmazlığı, gerginliği, kargaşalığı artırıcı, her iki tarafı kışkırtıcı söz ve davranışlarda bulunmak.'Sen karışma, çekil aralarından, yangına körükle mi gitmek istiyorsun?' More…
1. Elde etmek için güçlü bir istek duymak, elde edemediği için de büyük üzüntü içinde olmak. 2. Kuvvetli bir aşkla sevmek.'Bakan olmak isteğiyle yanıp tutuşuyordu.'
Sızlanıp şikâyet etmek, derdini döküp durmak.'Çoluk çocuk açtı, kimse yardım elini de uzatmıyordu, birine de yanıp yakılmayı bir türlü kendine yediremiyordu.'